27 Şubat 2023 Pazartesi

SAİD NURSÎ’NİN MUHATABI BÜTÜN İNSANLIK


Günümüzde “Medeniyetler çatışması” ile “Medeniyetler ittifakı” tezlerinin çokça dillendirildiği göz önüne alındığında, Said Nursî’nin Medresetüzzehra ile “Avrupa medeniyetini İslâm’ın hakikatleriyle, felsefeyi Kur’ân’la barıştırmayı” amaçlamış olmasını nasıl yorumlarsınız?

Körü körüne Batı düşmanlığı ya da Batı hayranlığının zirvede olduğu bir dönemde Bediüzzaman, farklı bir tezle ortaya çıkmış. Batı medeniyetini yok saymamış. Batı’nın ilerlemesine neden olan aydınlanma dönemi değerleri özgürlükler, insan hakları ve demokrasi gibi değerler ile maddeten terakki etmesini sağlayan sanayi devrimini doğru analiz etmiş. Manevî olarak da batının muharref Hıristiyanlıktan uzaklaştığı sürece ilerlediğini tesbit etmiş.

Batı medeniyetini tahlil ve teşhiste bir yanlışlık yok. Eğer bir asır önce gelse, başta Osmanlı olmak üzere İslâm dünyasının yeni gelişen Batı medeniyetini nasıl anlaması gerektiği konusunda rehber olacağından kuşkum yoktur.

İslâm’ın asrımıza bakan yüzünü temsil ettiği için Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin sadece İslâm dünyasını muhatap alması söz konusu değil. Kur’ân kimi muhatap kabul etmişse Bediüzzaman da onu hedef almış. Yani tüm insanlığı… O nedenle Batı medeniyetinin insanlık için faydalı kısımlarıyla İslâm hakikatlerini barıştırmayı amaçlamış olması bu açıdan çok önemli. Muhatabı tüm insanlık…

İnsanlık çok şey yaşadı. Din savaşlarından, medeniyet savaşlarına… Birinci ve İkinci Dünya felâketlerine dek…

Dini, dili ve ırkı fark etmeden insanlığın tümüne saadet getirecek yol ve yöntemler bulunamadı. Bediüzzaman’ın İslâm hakikatleriyle Avrupa medeniyetini barıştırma projesi bu yönde atılmış en önemli adımlardan biri. İnsanlık yaşadığı onca felaketten sonra, medeniyetler ittifakı diye uluslar arası bir zemin oluşturdu. Ancak medeniyetler savaşı adına Irak işgal edilirken, lüks salonlarda medeniyetler ittifakı nutuklarının atılması samimiyetten uzak bir girişim olarak kaldı. Bediüzzaman ise, iki medeniyetin buluşabileceği doğru zemini tayin etmiş, buradan insanlığın saadetine çözümler bulunabileceğini belirtmiştir. İki Avrupa tarifiyle bu bakış açısını harika bir şekilde formüle etmiştir. Doğru olanı da bu bakış açısıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder