24 Şubat 2023 Cuma

ALLAH'A ŞÜKRETMEK

 Dağların aslı, hilkaten bir madde-i mayiadan incimad etmiş taşlar olduğu fennen sabittir.

Tesbihat-ı Nebeviyeden olan

سُبْحَانَ مَنْ بَسَطَ الْاَرْضَ عَلٰى مَٓاءٍ جَمَدْ

kat'î delalet ediyor ki: Asl-ı hilkat-i arz şöyledir ki: Su gibi bir madde, emr-i İlahî ile incimad eder, taş olur.

Taş, izn-i İlahî ile toprak olur.

Tesbihteki Arz lafzı, toprak demektir.

Demek o su, çok yumuşaktır; üstünde durulmaz.

Taş çok serttir, ondan istifade edilmez.

Onun için Hakîm-i Rahîm, toprağı taş üstünde serer, zevilhayata makarr eder.}

mu'cizat-ı kudretine mazhar etmesi; Güneşin ziyası Güneşi gösterdiği gibi, o Fâtır-ı Zülcelal'i gösterdiği halde, nasıl onun o nur-u marifetine karşı kör olup görmüyorsunuz?

   İşte şu üç hakikate nasıl bir belâgat giydirilmiş gör.

Ve belâgat-ı irşadiyeye dikkat et.

Acaba hangi kasavet ve katılık vardır ki, böyle hararetli şu belâgat-ı irşada karşı dayanabilsin, ezilmesin?

   İşte baştan buraya kadar anladınsa, Kur'an-ı Hakîm'in irşadî bir lem'a-i i'cazını gör, Allah'a şükret.

Sözler - 251

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder