23 Ocak 2023 Pazartesi

İLLETİ EMİR OLAN HÜKÜMLER

  Dokuzuncu Nükte: 

   Mesail-i şeriattan bir kısmına "taabbüdî" denilir; aklın muhakemesine bağlı değildir; emrolduğu için yapılır.

İlleti, emirdir.

   Bir kısmına "makulü'l-mana" tabir edilir.

Yani: Bir hikmet ve bir maslahatı var ki, o hükmün teşriine müreccih olmuş; fakat sebeb ve illet değil.

Çünki hakikî illet, emir ve nehy-i İlahîdir.

   Şeairin taabbüdî kısmı; hikmet ve maslahat onu tağyir edemez, taabbüdîlik ciheti tereccuh ediyor, ona ilişilmez.

Yüzbin maslahat gelse onu tağyir edemez.

Öyle de: "Şeairin faidesi, yalnız malûm mesalihtir" denilmez ve öyle bilmek hatadır.

Belki o maslahatlar ise, çok hikmetlerinden bir faidesi olabilir.

Meselâ biri dese: "Ezanın hikmeti, müslümanları namaza çağırmaktır; şu halde bir tüfenk atmak kâfidir." Halbuki o divane bilmez ki, binler maslahat-ı ezaniye içinde o bir maslahattır.

Tüfenk sesi, o maslahatı verse; acaba nev'-i beşer namına, yahut o şehir ahalisi namına, hilkat-i kâinatın netice-i uzması ve nev'-i beşerin netice-i hilkati olan ilân-ı tevhid ve rububiyet-i İlahiyeye karşı izhar-ı ubudiyete vasıta olan ezanın yerini nasıl tutacak?

   Elhasıl: 

   Cehennem lüzumsuz değil; çok işler var ki, bütün kuvvetiyle "Yaşasın Cehennem!" der.

Cennet dahi ucuz değildir, mühim fiat ister.

لَا يَسْتَو۪ى اَصْحَابُ النَّارِ وَاَصْحَابُ الْجَنَّةِ اَصْحَابُ الْجَنَّةِ هُمُ الْفَٓائِزُونَ 

Mektubat - 397

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder