9 Kasım 2022 Çarşamba

FELSEFE VE KUR'ANIN TOPLUMA VERDİĞİ TERBİYE

  ÜÇÜNCÜ ESAS: 

   Hikmet-i felsefe ile hikmet-i Kur'aniyenin hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeye verdiği terbiyeler:

   Amma hikmet-i felsefe ise, hayat-ı içtimaiyede nokta-i istinadı, "kuvvet" kabul eder.

Hedefi, "menfaat" bilir.

Düstur-u hayatı, "cidal" tanır.

Cemaatlerin rabıtasını, "unsuriyet, menfî milliyeti" tutar.

Semeratı ise, "hevesat-ı nefsaniyeyi tatmin ve hâcat-ı beşeriyeyi tezyid"dir.

Halbuki kuvvetin şe'ni, tecavüzdür.

Menfaatın şe'ni, her arzuya kâfi gelmediğinden üstünde boğuşmaktır.

Düstur-u cidalin şe'ni, çarpışmaktır.

Unsuriyetin şe'ni, başkasını yutmakla beslenmek olduğundan, tecavüzdür...

İşte bu hikmettendir ki, beşerin saadeti selb olmuştur.

   Amma hikmet-i Kur'aniye ise, nokta-i istinadı, kuvvete bedel "hakk"ı kabul eder.

Gayede menfaate bedel, "fazilet ve rıza-yı İlahî"yi kabul eder.

Hayatta düstur-u cidal yerine, "düstur-u teavün"ü esas tutar.

Cemaatlerin rabıtalarında; unsuriyet, milliyet yerine "rabıta-i dinî ve sınıfî ve vatanî" kabul eder.

Gayatı; hevesat-ı nefsaniyenin tecavüzatına sed çekip, ruhu maâliyata teşvik ve hissiyat-ı ulviyesini tatmin eder ve insanı kemalât-ı insaniyeye sevk edip insan eder.

Hakkın şe'ni, ittifaktır.

Faziletin şe'ni, tesanüddür.

Düstur-u teavünün şe'ni, birbirinin imdadına yetişmektir.

Dinin şe'ni, uhuvvettir, incizabdır.

Nefsi gemlemekle bağlamak, ruhu kemalâta kamçılamakla serbest bırakmanın şe'ni, saadet-i dâreyndir.

Sözler - 132

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder