19 Kasım 2022 Cumartesi

CUMHURUN BAŞI OLMAK

 Milletin Siyaseti Yerine, İkbal Siyaseti

Cumhurbaşkanı milletin birliğini temsil eder. Bir nevi toplumsal ihtilafların çözüldüğü merkezdir. Anayasada böyle yazar ama CB sistemine geçildiğinden beri CB makamı artık fiilen milletin birliğini temsil etmiyor.

Kağıt üzerinde yazılı olan her zaman fiiliyatta gerçekleşmiyor. Partili başkanlık sisteminden beri CB makamı aynı Partiden olmayanlara karşı taraf haline getirilmiştir.

Milletin bir kısmının yanında bir kısmının karşısında olmak -milletin birliğini- temsil eden bir makamın misyonu ile uzlaşmaz. CB Erdoğan isteseydi, partili başkanlık sistemine rağmen vatandaşın tamamını kucaklayan bir lider profili çizebilirdi. Kendisi için de Türkiye için de bu daha iyi olurdu.

Ama istemedi, ısrarla taraf oldu. Tarafgirliğini de çok keskin, toplumu kutuplaştıracak bir şekilde ortaya koydu.

Bir Cumhurbaşkanı milleti dururken partisinden yana olamaz!

AKP grup toplantılarında söyledikleri -milletin birliğini- temsil eden bir makama asla yakışacak sözler değildi.

 Siyasetçinin görevi, halkla yönetim arasında köprü olmak, toplumsal sorunlara ayna tutmak.

Siyaset halktan koptukça gerçekten de kopar. Tıpkı bugün AKP ve Saray'ın düştüğü durum gibi.

Sokağı muhalefete karşı kışkırtmak ülkeyi tahmin edilemeyen noktalara götürür. Bunu herkes yapsa da CB makamında oturan birinin yapmaması gerekir. Partiler, siyasetçiler gelip gider, ama millet kalıcı olandır. Onu yaralayacak, tesanütünü bozacak söz ve davranışlardan kaçınmak her siyasetçinin vazifesidir. Kavga yapan toplumlar muhteris siyasetçilerin çirkin emellerine yem olurlar.  Ancak CB'nin, bu ve benzer açıklamaları Türkiye'nin bir sistem sorunu kadar,  bir zihniyet sorunu olduğunu da gözler önüne seriyor. Bu ucube sistemden kurtulmak için, önce bu siyaseti -nefsine- odaklayan zihniyetten kurtulmak gerekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder