Konuyla ilgili bir hadis ve meali şöyledir:
أَتَيْتُ لَيْلَةَ أُسْرِيَ بِي عَلَى قَوْمٍ بُطُونُهُمْ كَالْبُيُوتِ، فِيهَا الْحَيَّاتُ تُرَى مِنْ خَارِجِ بُطُونِهِمْ، فَقُلْتُ: مَنْ هَؤُلَاءِ يَا جِبْرِيلُ؟ قَالَ: هَؤُلَاءِ أَكَلَةُ الرِّبَا
"Miraç gecesi bir kavme uğradım. Onların karınları evler gibiydi. O karınların içinde de yılanlar vardı. O yılanlar karınlarının dışından gözüküyordu. Ben dedim ki: Ey Cebrail! Bunlar kimlerdir? Cebrail dedi ki: Bunlar faiz yiyenlerdir." (İbn Mâce, Ticârât 58; Müsned, 2/353, 363)
Bu hadis-i şerif, faiz yiyenlere bir ibret dersidir.
Bu vesile ile -affınıza sığınarak- faiz yiyen ve tövbe etmeyip hâlâ yemeye devam eden kardeşimizi muhatap alarak bir nefis muhasebesi yapmasını tavsiye edeceğiz:
Ey faiz yiyen kardeşimiz! Değer mi?
Dünyanın fani ve küçücük menfaati için, ahirette böyle bir azaba razı olmak, akıl karı mıdır?
Eğer faiz yemekten vazgeçmezsen, yarın mahşer günü böyle haşredileceksin. Karnın ev kadar büyük olacak. İçinde yılanlar gezecek. Buna dayanabilecek misin? Vallahi dayanamazsın.
O halde gel, elde fırsat varken bu günaha tövbe et. Vesselam...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder