11 Mart 2022 Cuma

UHUVVET

    Mü'minlerde nifak ve şikak, kin ve adavete sebebiyet veren tarafgirlik ve inad ve hased; hakikatça ve hikmetçe ve insaniyet-i kübra olan İslâmiyetçe ve hayat-ı şahsiyece ve hayat-ı içtimaiyece ve hayat-ı maneviyece çirkin ve merduddur, muzır ve zulümdür ve hayat-ı beşeriye için zehirdir.

Şu hakikatın gayet çok vücuhundan altı vechini beyan ederiz:     

BİRİNCİ VECİH: 

   Hakikat nazarında zulümdür.

   Ey mü'mine kin ve adavet besleyen insafsız adam!

Nasılki sen bir gemide veya bir hanede bulunsan, seninle beraber dokuz masum ile bir câni var.

O gemiyi gark ve o haneyi ihrak etmeye çalışan bir adamın, ne derece zulmettiğini bilirsin.

Ve zalimliğini, semavata işittirecek derecede bağıracaksın.

Hattâ bir tek masum, dokuz câni olsa; yine o gemi hiçbir kanun-u adaletle batırılmaz.

   Aynen öyle de: Sen, bir hane-i Rabbaniye ve bir sefine-i İlahiye olan bir mü'minin vücudunda iman ve İslâmiyet ve komşuluk gibi dokuz değil, belki yirmi sıfât-ı masume varken; sana muzır olan ve hoşuna gitmeyen bir câni sıfatı yüzünden ona kin ve adavet bağlamakla, o hane-i maneviye-i vücudun manen gark ve ihrakına, tahrib ve batmasına teşebbüs veya arzu etmen, onun gibi şenî' ve gaddar bir zulümdür.

Mektubat - 262

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder