•İnsanın hakikî ilim ve fazileti kazanmasının iki temel menbaı, naklî ve aklî delillerdir. Kulak naklî delillerin, göz aklî delillerin iki ana cihazıdır. Fitneye düşmemek isteyen bu mühim iki organı asıl vazifelerinde istihdam edip nefsin âleti olarak kullanmamalıdır. Çünkü İslâm cemiyetinde taklidî iman kâfi olsa da, fitne zamanlarındaki bozuk cemiyetlerde mü’min iman-ı tahkikî ile hak ve batılı ayırıp kendi hayatında iman nuru ile hakkı takib eder. Medeniyet namı altında işlenen günah ve haramı tanır.
•Hadisi Şerif: Âhirzaman fitneleri zuhur ettiğinde: İnsanların akaidleri bozulur, emanetlerini hafife alırlar ve—parmaklarını birbirine geçirip—böyle olduklarını gördüğün zaman; evini tercih et.” Lisanına sahib ol, maruf olanı al, münkeri bırak, kendi işinde meşgul ol ve ammenin işlerini kendilerine bırak.»
•«Risâle-i Nur’un nuru- ile dalâletin tecavüz eden nârı İnşâallah sönecek. Yani, fitne-i diniye ateşini ya tahribattan vazgeçirecek veya ileri tecavüzatını kıracak. O sed ise, bu zamanda çok intişar eden Risâle-i Nur’un keskin hüccetleri ve kuvvetli bürhanları olduğu, çok emareler ile hissediliyor.» (Şuâlar sh: 735)
•Risâle-i Nur’dan ders alan, elbette çok masumların kanını ve hukukunu zayi eden fitnelere girmez ve bilhassa tecrübeleriyle, mükerreren akîm ve zararlı kalan fitnelere hiçbir cihetle yanaşmaz. Ve bu on senedeki on fitnelere, Risâle-i Nur’un şakirdlerinin ondan birisi, belki aslâ hiçbirisi karışmadığı gösterir ki, risâleler bu fitnelere zıd ve asayişi temine medardırlar.» (Tarihçe, sh: 232)
•Buradaki ikaz bütün Müslümanlara şamildir. Bu asrın fitnelerini araştırmayan ve gereken tedbirleri almayanın içine düşme tehlikesi çok kuvvetlidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder