Peygamberimiz (asm) “Ümmetim dalâlet üzere toplanmaz. Öyle ise sizlere ihtilâf çıktığı zaman ‘Sevad-ı Azamı’ iltizam etmenizi tavsiye ederim”9 buyurmuşlardır. İbn-i Hacer gibi büyük allâmeler sevâd-ı azamı “hak ve istikamet üzere giden ümmetin ekseriyeti” olduğunu belirtmişlerdir.10 Allâme Celâleddin-i Suyûtî de sevad-ı azamı “doğru yolda gitmek üzere birleşen ümmetin ekseriyeti”11 şeklinde izah etmiştir.
Bu durumda ümmetin ekseriyeti “Ehl-i hak ve istikamet üzere olan samimî dindar Ümmet-i Muhammed” (asm) olduğu anlaşılmaktadır.
Nitekim Peygamberimizin (asm) “Fitne zamanında ümmetimin ekseriyetine tâbi olun. Allah ümmetimin ekseriyetini dalâlet üzere toplamaz”12 hadisi de bunu teyit etmektedir.
Sevad-ı Azam, toplumun çoğunluğunun tabi olduğu inanç ve hayat standardıdır. Bu sebeple siyasî tercih ve temayül olarak değerlendirilemez.
İbn-i Kadı Simâvî “Hz. Ali (ra) olmasaydı ehl-i kıble ile savaşı aklımız almazdı. Hz. Ali (ra) ve ona tabi olanlar ehl-i adldir. Hasmı ve ona tabi olanlar da bağîdir ve asidirler. Zamanımızda kimin adil ve kimin bağî olduğuna dair hüküm ekseriyet itibarıyledir. Adil ve âsî olanı bilmemiz zordur. Zira şimdikiler ahireti değil dünyayı talep etmektedirler”13 demektedir. Burada çoğunluk sayı çokluğu olarak düşünülmesi yanlıştır. Zira Hz. Ali’nin (ra) Sıffın’de 70 bin askeri varken Hz. Muaviye’nin 120 bin askeri vardı. Sayı bakımından Hz. Muaviye daha güçlü ve çoğunluktaydı. Bu durumda “Sevad-ı Azam” siyasî olarak ve sayı çokluğu olarak değerlendirilemez. Ancak Hz. Ali’nin (ra) yanında Ashab-ı Bedir’den 70 sahabe, Bey’ât-ı Rıdvan’da bulunan sahabelerden 700 sahabe ve bunların dışında da 400 sahabe daha vardı ve toplam sahabe sayısı 1170 kadardı. Sahabenin çoğu Hz. Ali’nin (ra) haklılığını dâvâ ediyordu. Bu durumda Hz. Ali (ra) “Sevad-ı Azamı” ve “Cemaati” temsil ediyordu.
İbn-i Arabi, Peygamberimizin (asm) “Cemaate uymak ve sevad-ı azama tabi olmak” hadisinden iki hüküm çıkarmıştır. Birincisi, ümmetin uleması bir konuda icma ettikten sonra arkasından gelenlerin onu bırakıp başka bir görüş ortaya atmaları caiz değildir. İkincisi, Müslümanlar bir âdil imam etrafında toplanarak ona biat etmişler ise, ortada adaletsizlik ve haksızlık olmadığı halde niza ve ihtilâf çıkararak bu birliği ve dirliği bozmak caiz değildir.”14
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder