24 Haziran 2021 Perşembe

BEN O YÜZDEN AĞLIYORUM


 Behlül Dâne, bir gün Halife Harun Reşid’in huzuruna gelir. Halife o sırada tahtında olmadığı gibi odasında da yoktur. Fırsattan istifade eden Behlül Dâne tahta geçer oturur. Biraz sonra koruma görevlileri bakarlar ki tahtta biri oturuyor, onu hemen aşağıya indirirler ve başlarlar dövmeye... Bir müddet sonra halife gelir ve bakar ki Behlül ağlıyor...

Hemen sorar:

- Niçin ağlıyorsun, ne oldu?

Halife, muhatabından cevap alamayınca, korumalara sorar aynı soruyu:

- Ne oldu buna?


Korumalar şöyle derler:

- Ey müminlerin emiri! Bu adam, sizin makamınızda oturuyordu. Biz de akıllansın diye bir iki vurduk. Ondan ağlar.


Behlül hemen söze karışır:

- Hayır. Ben o yüzden ağlamıyorum, senin için ağlıyorum. Ben ömrümde bir kez bu makama oturduğum için bu dayağı yedim. Sen ki, her gün oturuyorsun, acaba ne kadar dayak yiyeceksin? Ben onun için ağlıyorum

 

 Demek ki herkesin sorumluluğu makam ve  mevkisi nisbetindedir.Maddi makam ve mevki yükseldikçe sorumluluk ve hasap da artmaktadır.

 Hz.Ömer Diclenin kenarında bir koyunu bir kurt kapsa adli ilahi sorar onun hesabını Ömer'den diyerek bulunduğu makam ve mevkinin sorumluluğu karşısında titremektedir.

 Yine aynı Hz.Ömer zaman zaman gezerken kulağını yere dayar ve göz yaşı döker. Yarabbi Ömer'in hali nice olacak diye hüngür,hüngür ağlardı.Durumu gören etrafındaki sahabelerin hayretli bakışları karşısında ise, beni ayıplamayın ben ölümden korkmuyorum ben hesap vermeden korkuyorum.Vallahi okadar korkuyorum ki, Allah dese ki, Ey Ömer dünya büyüklüğünde bir mücevher yaratacağım sen bunu benim yolumda harca ve iman vesikasını elde ederek sorumluluktan kurtulur imanla kabre girersin dese vallahi terettürsüz harcar iman vesikasını elde ederdim, belki hesap vermekten kurtulurdum der.

 Dünya da cennet ile mücdelenen Büyük halife Ömer böyle der ve ağlarsa bizim halimiz ve sorumluluk mevkinde bulunanların hali nice olur?

Rafet Özcan


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder