Tâziye, yakını vefat eden kederli bir müslümanı ziyaret edip tesellide bulunmak, üzüntülerine ortak olmaktır. Dinimiz musibete düşenlere ilgi göstermeyi emreder, ilgiye büyük sevap vaadeder. Nitekim musibet sahibine teselli vermenin, musibeti çekenin sabır ve tevekkül göstererek kazanacağı sevap kadar sevaplı bir amel olduğu hadislerde belirtilmektedir.
Taziye vermenin, âlimlerimiz, bizzat giderek, gitmek mümkün değilse telefon ederek, mektup yazarak gerçekleşebileceğini belirtir ve taziyenin musibeti azaltıcı bir ifade olduğunu söyler.
Sabır tavsiye etmek, musibetin ecrini, sevabını hatırlatmak, “Allah ecrini artırsın”, “Sabr-ı cemil versin”, “Şükretmeyi nasip etsin” gibi dualarda bulunmak, “hayra sebep olan, yapan gibidir” düsturuna bianen, taziye ile musibet sahibini teskin ve teselli eden onun ecrine biiznillah iştirak edecektir.
İbnu Mes’ud(r.a) anlatıyor: Resulullah(a.s.v) buyurdular ki: “Kim bir belaya maruz olana taziyede bulunursa, ona öbürünün sevabının bir misli verilir.”
(Tirmizî, Cenaiz 71)
Taziye ziyareti sırasında merhumun yakınları teselli, veciz ifadelerle, şu şekilde olabilir:
“El Hükmü Lillah. Kazaya rıza, kadere teslim İslâmiyetin bir şiârıdır. Cenâb-ı Hak sizlere sabr-ı cemil versin; merhumu da, size zahîre-i âhiret ve şefaatçi yapsın. Âmin.”
“Eğer dünya ebedî olsaydı, insan içinde ebedî kalsaydı ve firak ebedî olsaydı, elîmâne teessürat ve meyusâne teellümâtın bir mânâsı olurdu. Fakat madem dünya bir misafirhanedir; vefat eden nereye gitmişse, siz de, biz de oraya gideceğiz. Ve hem bu vefat ona mahsus değil, umumî bir caddedir. Hem madem müfarakat dahi ebedî değil; ileride hem berzahta, hem Cennette görüşülecektir. El Hükmü Lillah(Hüküm Allahındır) demeli. O verdi, O aldı. (Elhamdü lillâhi alâ külli hal) deyip sabırla şükretmeli.”
(Mektubat, 17.Mektub)
Taziye ziyaretine gidildiğinde, Efendimiz(a.s.m) meyyit için dua edilmesini ve ardından Fatiha suresinin okunmasını tavsiye etmişlerdir. Taziyede okunabilecek dualardan biri de şudur: “E’zemallahu ecrekum ve ehsene âzaekum ve ğefere limeyyitikum”
Anlamı: “Allah ecrinizi artırsın, Sabrınızı güzel eylesin ve ölünüzü bağışlasın”
Tâziye ziyaretleri, ilk üç gün içinde yapılmalıdır. Daha sonra yapılacak ziyaretler, zamanı geçmiş tâziye ziyâretleri olarak ifade edilir.
Tâziye süresi, aynı yerde yaşayanlar için üç gündür. Tâziyenin üç gün içinde yapılması müstehaptır. Ölü sahipleri normal hayata daha çabuk dönebilsinler diye, üç günden sonra tâziye yapmak mekruh kabul edilmiştir.
Ölü sahipleri yapılacak tâziyeleri kabul için üç gün süreyle evlerinde oturabilirler. Başka yerde oturanlar veya aynı yerde olduğu halde haberi olmayanların üç günden sonra tâziye yapmaları mümkün görülmüş ise de, aslolan tâziye işinin üç gün içinde bitirilmesidir.
Hz.Peygamber(s.a.v) üç güne kadar yas tutmaya izin vermiş ve şöyle buyurmuştur: “Allah’a ve Ahiret gününe iman eden kadına ölü için üç günden fazla yas tutmak helâl değildir. Ancak kocası için iddet süresi olan dört ay on gün yas tutması müstesnadır.”
(eş- Şevkânî, Neylü’l-Evtâr, VI, 292)
Ölünün kırkıncı ve elli ikinci gecesi ile ilgili bir rivayet yoktur. Böyle geceler için özel merasim tertip etmek doğru değildir. Ölenler için dua ve tasadduk etmek, Kur’an okumak her zaman iyidir. Şu veya bu geceye özel olarak sınırlama getirilemez.
Bazı işlerin ölüye yarar sağlayacağı ve bazı davranışların sevabının onlara ulaşacağı bir gerçektir. Âlimlerin çoğu meselâ; ölen birisi için verilen sadakanın, şartlarına uygun olarak okunan Kur`ân-ı Kerîm`in, yapılan duâların ona ulaşacağını söylemişlerdir.
(bk. Nevevî, Fetâvâ 92; Ibn Âbidîn, el-Ukâd l1/297)
Fakat ölenin mü’min olarak gitmiş olması, bunun birinci şartıdır. Mü’min olarak ölmeyenler için yapılan bağış dileklerinin aslâ kabul olunmayacağını, Allah(c.c) Kur`ân`da haber vermektedir.
(Tevbe, 9/80)
Böyle belirli gecelerde toplanıp ölen için birşeyler yapmaktansa, imkân bulunulan herhangi bir zamanda onun ruhuna göndermek üzere Kur`ân okumak, onun için hayırlar yapmak, sadaka vermek daha güzeldir.
Ölünün bütün ailesini, erkek olsun, kadın olsun akrabalarını umûmî olarak taziye etmek müstahabdır. Ancak genç kadınları, yalnız mahremleri taziye eder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder