Bozulma ve yozlaşma...!
Toplumu ayakta tutan değerler vardır.Ülkemizde bu değerler her geçen gün teker teker bozulmaya ve asli görevlerini kaybetmeye yüz tutmuştur.Bu vaziyette olan bir topumda tehlike çanları çalıyor demektir.Asırlarca ayakta durmayı başaran bir milletin nasıl bu hale geldiğini biraz düşünmemiz gerekir.Bir milletin ayakta durmasını, bir devletin payidar olmasını sağlayan değerler yıpranınca gerileme ve çöküş kaçınılmaz olur.Önce birliğimizi ve toplum olarak ayakta durmamızı sağlayan temel sarsılmaya başladı. Aile yapımıza el atılarak ailelerimiz yıkılmaya çalışıldı.Bir ülke insanlarının arasına tefrika girmediği müddetçe o ülkeyi o devleti yıkmak mümkün değildir. Çeşitli görüş ve düşüncede olan insanların bir araya gelip bir çatı altında toplanması ve aynı idealler etrafında kenetlenerek bir millet bir devlet ileride imparatorluk haline gelmesi. Aynı bayrak altında toplanan bu insanları mağlup etmek mümkün değildir.Bunları dağıtıp parçalamanın yolu önce fertler olarak ayırarak aralarına çeşitli fitne tohumları ekmek sora onların ayakta tutan değerlerinden uzaklaştırmaktır.Harici ve dahili düşmanların yaptığı en önemli çalışma budur.Bölüp parçalayıp yutmaktır.Her milleti bu şekilde mağlup etmeye çalıştılar.Üniter yapı dediğimiz aynı idealler etrafında bir devlet olma bilincini kazanmış insanları çeşitli gerekçelerle birbirine düşman ettiler.Bu yetmedi aile bireylerini birbirine düşürdüler.Değerlerimizi değersiz hale getirerek millet ve aile bütünlüğümüzü yok etmeye çalıştılar.En ufak bir birliği dahi çeşitli entirikalar ile karşı karşıya gelen gruplar haline getirdiler.Din, iman inanç esasları gibi kutsal değerlerimizi ayaklar altına alabilecek nesiller yetiştirmeye gayret ettiler.Manevi bünyeyi zayıflattılar, herşeyi maddede arayan akılları gözlerine inmiş bir nesil yetştirmeye çalıştılar.İnsanları Allah'a kul olmaktan uzaklaştırarak kula kul olmaya yönlendirdiler.İşte gelinen son durum ortada.Herkes birbirine düşman ve birbirinden uzak, kısacası herkes benlik peşinde nefisler firavunlaştırıldı.Her köyde, kasabada ve şehirde gücü elinde bulunduran zalimler türedi, herkes ağanın kulu kölesi durumuna getirildi.Bozuldukça bozulma arttı, bozulma arttıkça yozlaşma ve değerlerden uzaklaşma çoğaldı.Kısaca belirtmek gerekirse, önce et koktu,eti tuzladık kurtaralım diye, sonra da baktık ki tuzda kokmaya başladı.Tuz da kokunca ne yapacağımızı şaşırdık kaldık.
Allah bu milletin yardımcısı olsun. Başta idarecilerimiz olmak üzere, hepimize basiret ihsan eylesin.
Rafet Özcan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder