29 Nisan 2021 Perşembe

KUR'AN ADALET İLE HÜKMETMEYİ EMREDİYOR

 Âyet-i kerîmede: “Allah size, mutlaka emanetleri ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder” 3 buyruluyor.

Peygamber Efendimiz (asm) Mekke’yi fethedince, Kâbe’ye bakan Osman b. Talha kapıyı kilitlemiş, Kâbe’nin üzerine çıkmış ve anahtarı vermeyi reddederek: “Senin peygamber olduğunu bilseydim onu verirdim” demişti. Yani, Efendimiz Aleyhisselâtü Vesselâmın peygamberliğini tanımadığını ima etmişti. Hz. Ali (ra) anahtarı zorla ondan aldı, kapıyı açtı. Peygamberimiz (asm) içeri girerek iki rekât namaz kıldı, çıkınca Hz. Ali’ye (ra) “Anahtarı eski görevliye vermesini ve ondan özür dilemesini” emretti. Bu olay Osman b. Talha’nın Müslüman olmasına vesile oldu. Adaletin meyvesine orijinal bir örnek!

İnsanın, adaletle muâmele etmesi, insanlığın temeli olduğu gibi; adaletin tecellisine yardımcı olması da, bir insanî görevdir. Hiçbir korku, hiçbir endişe buna engel olmamalı. Çünkü emr-i İlâhî var. Cenâb-ı Hak: “Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun” 4 diyor.

Bediüzzaman: “Evet adalet iki şıktır: Biri müsbet, diğeri menfîdir. Müsbet ise, hak sahibine hakkı vermektir” 5 dedikten sonra: “İkinci kısım menfîdir ki, haksızlıkları terbiye etmektir” tesbitinde bulunuyor.

Rabbimiz, kâinattaki bütün harekât ve deveranla; zerreden küreye kadar bütün mahlûkata, adaletle hükmetmekte; ibâdına da, adalet üzre olmalarını emretmektedir. İnsanın eli, insanın dili, insanın fikri fesada meyletmedikçe, mesele yok. Gel gör ki, çoğu zaman hak yerini bulmuyor.

Demek, birgün, bulacağı bir yer var!

“Demek bir mahkeme-i kübraya bırakılıyor!”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder