Acıkmadan yemek hem sağlığımıza ve hem de şükrümüze bakan pek çok cihetleri vardır. Mısır meliki Mukavkıs’ın özel doktorunu Medine’ye göndermesinden 1,5 yıl geçmesine rağmen kimse hastalık sebebiyle kendisine başvurmamıştır. Bu durumu Efendimiz (asm) şu şekilde izah etmiştir: “Biz hasta olmayız. Çünkü biz asla acıkmadan yemek yemeyiz. Yemek yediğimizde de sofradan doymadan kalkarız ve senede bir hacamat yaptırırız.” 1Görüldüğü üzere acıkmadan yememek ve doymadan kalkmak çoğu hastalıktan korunmamıza vesiledir.
Tıbbın özeti
Hıristiyan bir tabibin Kur’ân-ı Kerîm’de tıpla ilgili bir şey olmadığını iddia etmesi üzerine Hz. Hüseyin’in (ra) “Allah-ü Teâlâ Kur’ân-ı Kerîm’de tıp ilmini yarım âyette özetler” diye cevap verir. Hıristiyan tabibin hangi âyet olduğunu da sorması üzerine Hz. Hüseyin (ra) “Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz…” âyetini okur. Bunun üzerine aynı hekim “Peki Peygamberiniz tıpla ilgili bir şey söylemiş midir?” diye sorar. Hz. Hüseyin bu kez de, “Mide hastalıkların evidir. Perhiz ise tedavi ve ilâçların başıdır. Her vücuda alışık olduğu şeyleri veriniz!” buyurmuştur dediğinde Hıristiyan tabip şu çarpıcı itirafta bulunmak zorunda kalır: “Sizin Kitabınız ve Peygamberiniz tıp konusunda Câlinus’a hiçbir şey bırakmamıştır.”
Efendimiz (asm) çok sayıda hadisi şerifiyle çok yemek ve şişmanlık hususunda ümmetini uyararak açlığın önemini vurgulamıştır. Birkaçını hatırlamaya çalışalım: “Öyle bir topluluk gelecek ki, tıka basa yemek, içmek hayatın gayesi olacak şişmanlık ortaya çıkacaktır.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder