Hasret kaldığımız birçok değer her geçen gün aşındırılıyor.
Siyaset insan idare etme sanatıdır. Siyasetin başında olanlar da bir şekilde mensup oldukları toplum ve millet başta olmak üzere bütün insanlığa örnek olacak tavır ve duruş sergilemek durumundadırlar.
Gel gör ki hele bu ülkede yüksek perdeden birbirine hakaret etmeyi politika haline getiren siyasetçiler vardır. Bunlara “lider” demek ne kadar uygun olur onu da bilemiyorum.
Parti başkanı olsun, spor kulübü başkanı, kamu idarecisi, rektör, imam, vali, milletvekili, hakem, seyirci her kim olursa olsun kendilerini kontrol etmeli ve sorumlu davranmalılar.
Başka önemli bir konu da; demokrasi, hürriyet, hak ve hukuk ihlâllerine karşı takınılması lâzım gelenler demokratik tepkilerdir. Ülkede bu konu kanayan bir yara haline gelmiştir. En yetkililerin bile “Adalet ve hukuk reformundan” bahsetmeleri olayın dehşet boyutunu göstermektedir. Allah’a şükür ki güzel örneklerimiz de var. Özel uçakların pazara gider gibi kullanıldığı bir ülkede minibüsü tercih eden devlet adamları da var. İşte alıntı bir hatıra.
“Yıllar önce, İzmir ile Çeşme arası seyahat eden bir minibüsü, polis kimlik kontrolü için durdurur. Ayakta seyahat eden bir beyin kimliğine bakan polisler dona kalır. İçişleri Bakanlığı tarafından verilen kimlikte, Bilecik Valisi yazmaktadır. İlk şaşkınlığı atlatan polisler, “Sayın valim sizi biz götürelim” teklifinde bulunsalar da; “Teşekkür ederim. Tatildeyken, devletin aracına binmem” cevabını alırlar. Görev yaptığı, Bilecik, Erzincan, Manisa illerinde sabahları makama yürüyerek giden, Ankara’ya valiler toplantısına kendi biletini alarak otobüsle giden, gazeteci Saygı Öztürk’ünde ağabeyi, emekli vali Refik Arslan Öztürk”
Denizli Valiliği yaptığı sırada gazetemiz Yeni Asya adına oradaki temsilci arkadaşımızla ziyaretine gittiğim merhum Vali Recep Yazıcıoğlu’na randevusuz kabul edilmiştik. Ziyaret sırasında o günkü gazetemizi ve hediye kitapları takdim ederken, “Sayın Valim!” hitabım! üzerine merhum Vali Yazıcıoğlu; sözümü keserek aynen şunları demişti: “Hocam bırak şu Sayın Valim!” söylemlerini sadece Vali Bey diyebilirsin. Ben halktan geldim. Halkın adamıyım!” diyerek devletle, millet arasına herhangi bir perde veya aracı konulmasını reddettiğini belirtmişti. Kitaplarından da iki tane imzalayıp hediye etmişti, hâlâ saklıyorum. Allah rahmet eylesin. Örnek vali ve devlet adamıydı! Onun için “Sıra dışı bir valiydi!”
Tarihin şeref levhalarında haklı yerini almış olan Emevî halifesi Ömer bin Abdülaziz’in beşinci halife gibi bir makama lâyık görülmesi onun şahane idaresiyle eşdeğer olduğunu icraatlarından gelmektedir.
Ömer bin Abdülaziz, hak ve adaleti yanında birçok faziletli hal ve tavırlarıyla hafızalarda yer alan bir devlet adamı ve gerçek bir liderdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder