İnsanların birbirine karşı ilişkilerinde karşılaştıkları olumsuzluklar, adaletsizlikler ve haksızlıklar sonucu doğan telafisi mümkün olmayan durumlardır.
Mesela araba kullanırken ihlal edilen trafik kuralları,araba ile başkasını rahatsız edecek şekilde müzik ve benzeri ses kirliliği...
Diğer bir husus,çevre temizliğine dikkat etmemek ve çevreyi kirletmek,söz ve davranışlarımız ile ev, arsa, bağ bahçe komşularımızi rahatsız etmek.
Daha,ibadet mahallelerimiz olan cami ve mescitlerimizi kirletmek bilhassa imam ve müezzinlerimizin ses cihazlarını kontrolsuzca son ayarda ses tonu ile cemati rahatsız edecek şekilde kullanmaları.
Düğün ve derneklerimizin sokakta son ton ayar ile müzik şöleni yapar bir tarzda yapılması kul hakkı değil mi?
"Kul hakkı ile gelmeyin" diyen Yüce Allah'ın huzuruna bu kadar haklar ile nasıl varacağız.Devletin görevlileri görevlerini yapmakla yükümlü ve sorumludur.Devlet vatandaşlarının huzur ve mutluluğunu sağlamak mecburiyetindedirler.Halk da vergi vermek ve devletin belirlediği kurallara uymakla yükümlüdür.Kontrolsuz başına buyruk yönetim kargaşa doğurur. millet adelet mekanızmasının çalışmadığı bir ortamda, devletine güvenemez.O zaman devlet millet ilişkileri sarsılır.Milletin can ve mal güvenliğini sağlamak, devletin asli görevlerindendir.Bunlarin düzgün bir şekilde olmasını istemek vatandaşların en doğal haklarindan biridir.Hak ve hukuk ihlalleri yapılır,yetlikliler de buna göz yumarsa,o ülke çökmeye, yıkılmaya yok olmaya mahkumdur.Zira adalet mülkün temelidir.Hakkın büyüğüne küçüğüne bakılmaz,hak haktır büyüğüde küçuğüde birdir.Hak denince akan suların durması gerekir.Zira kul hakkı helalleşmeden ödeşilmez.
Allah bizleri hak hususunda kusurlarını görüp rieyet eden kullarından eylesın.Amin
Rafet Özcan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder