27 Ağustos 2025 Çarşamba

FITRİ EĞİTİM

 📖 1. Bölüm: Öğrenmenin Fıtrî Gerçekliği

İnsan, yaratılışı gereği öğrenmeye meyillidir. Doğduğu andan itibaren çevresini gözlemler, taklit eder, deneyimler yaşar ve bu süreçte öğrenir. Bu yönüyle öğrenme, insanın tabiatında vardır. Merak duygusu, aklın çalışması, hafızanın gelişimi ve vicdanın yönlendirmesi hep bu öğrenme serüveninin parçalarıdır.

Kur’ân-ı Kerîm’de ilk inen ayet “Oku!” emridir. Bu, insanın hayat yolculuğunda en temel azığının bilgi ve öğrenme olduğunu gösterir.

“Yaratan Rabbinin adıyla oku!”
(Alak Suresi, 1)

Bu ayet, sadece sesli bir okumaya değil; kainatı, insanı, hayatı ve hakikati anlama çabasına davettir. İnsan, bu dünyaya sadece yemek, içmek ve yaşlanmak için gelmemiştir. Bilmek, anlamak ve gelişmek için gönderilmiştir.

🧠 Akıl Öğrenmenin Anahtarıdır

İnsana verilen en büyük nimetlerden biri akıldır. Akıl, doğruyu yanlıştan ayırma gücüdür. Ancak bu güç ancak öğrenme ile gelişir. Bediüzzaman’ın ifadesiyle:

"İnsan bu dünyaya ilim ve dua vasıtasıyla tekemmül etmeye ve kemâlât kazanmaya gelmiştir."
(Sözler, 23. Söz)

Yani insanın yeryüzündeki yolculuğu, sadece fiziksel bir ilerleme değil, ruhen ve aklen terakki etme sürecidir. Öğrenme bu yolda yürümektir.

👶 Çocukta Merak, Büyükte Sorumluluktur

Bir çocuğun “Bu ne?”, “Neden?” soruları aslında fıtrî bir öğrenme çabasının göstergesidir. Bu merak doğru yönlendirilirse, hayat boyu sürecek bir öğrenme alışkanlığına dönüşür. Ebeveynin, öğretmenin ve toplumun görevi, bu içten gelen öğrenme kıvılcımını söndürmeden büyütmektir.

🌿 Gönül Notu:

“Öğrenmek, insan ruhunun tabiî nefesidir. Nefes almayan beden yaşayamayacağı gibi, öğrenmeyen bir gönül de karanlıkta kalır.”

2.Bölüm: Kur’an ve Sünnet Işığında İlmin Değeri

İslam dini, ilme ve öğrenmeye büyük önem vermiştir. Kur’ân-ı Kerîm’in ilk emri “Oku!” şeklinde başlaması, bu değerin açık ve güçlü bir göstergesidir. Rabbimiz insanı yeryüzünde halife olarak yaratmış, ona akıl ve irade vermiş, doğru yolu bulması için de peygamberler göndermiştir. Bu ilâhî sistemin temeli ise ilimdir.

📜 Kur’an’da İlmin Yüceltilmesi

Kur’an’da “bilmek, düşünmek, akletmek, anlamak” gibi kavramlar defalarca geçer. Bu kavramlar, öğrenmenin ve bilgiye ulaşmanın önemini ortaya koyar. Kur’an, bilenle bilmeyeni açıkça ayırır:

“De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”
(Zümer Suresi, 9)

Bu ayet, bilgi sahibi olanların Allah katında daha kıymetli olduğunu ve hayatı daha doğru okuyabileceklerini belirtir. İlmi, insanı yücelten bir erdem olarak sunar.

🌟 Sünnet’te İlmin Değeri

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), hayatı boyunca ilme teşvik etmiş, okuma ve yazmayı özendirmiş, cehaleti en büyük düşman olarak görmüştür. Onun sözleri, Müslümanlar için rehber niteliğindedir:

“İlim talep etmek her Müslümana farzdır.”
(İbn Mâce, Mukaddime, 17)

Bu hadis, kadın-erkek, genç-yaşlı her Müslümanın ilimle uğraşmasının bir sorumluluk olduğunu ortaya koyar. Öğrenme sadece bir ayrıcalık değil, aynı zamanda bir ibadettir.

Başka bir hadisinde ise şöyle buyurmuştur:

“Kim ilim öğrenmek için bir yola girerse, Allah ona cennete giden yolu kolaylaştırır.”
(Müslim, Zikir, 38)

Bu söz, öğrenmenin manevi bir yönünün de olduğunu ve hakikat arayışının Allah katında değerli kabul edildiğini gösterir.

📚 Sahabe Örnekleri

Sahabe arasında en çok hadis rivayet edenlerden biri olan Hz. Ebû Hureyre (r.a.), Peygamberimiz'den öğrendiği ilimleri hayatı boyunca insanlara aktarmıştır. Hz. Ali (r.a.) ise ilmiyle, hikmetiyle ve adaletiyle Müslümanlar arasında “ilim şehri”nin kapısı olmuştur. Bu örnekler, ilmin sadece sözde kalmadığını; yaşam tarzına dönüştüğünü gösterir.

🌿 Gönül Notu:

“Kur’an okumak, sadece harfleri değil; kainatı, insanı ve hakikati okumaktır. İlmiyle yaşayan insan, hem dünyasını hem ahiretini aydınlatır.”



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder