Türkiye'de 2000'lerin başından itibaren iktidarda olan siyasal İslâmcı eğilimli iktidar, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği (AB) ile olan ilişkileri belirgin biçimde etkilemiştir. Bu etkiler, Türkiye'nin dış politikasında yaşanan yön değişiklikleri, iç politikada artan otoriter eğilimler, dinin siyasette daha görünür hale gelmesi ve komşu ülkelerle olan ilişkiler üzerinden şekillenmiştir. Siyasal İslamcı bir anlayışa sahip olan iktidarın bu unsurlara yaklaşımı, Türkiye’nin Batı ile olan ilişkilerinde zaman zaman gerilime, güven kaybına ve belirsizliklere yol açmıştır.
1. Demokrasi ve İnsan Hakları Sorunları
AB ile İlişkiler: Türkiye’nin AB’ye üyelik süreci, özellikle ilk yıllarda önemli bir ivme kazanmıştı. Ancak, siyasal İslamcı iktidar döneminde yaşanan iç politika değişiklikleri ve demokratik kurumların zayıflatılması, AB ile ilişkilerin zayıflamasına neden oldu. Özellikle hukukun üstünlüğü, basın özgürlüğü ve insan hakları ihlalleri gibi konular, AB ile ilişkilerde ciddi pürüzler yarattı. AB, Türkiye’yi birçok kez eleştirerek demokratik değerler konusunda uyarılarda bulundu.
ABD ile İlişkiler: Türkiye'deki demokratik gerileme, ABD'nin Türkiye’ye olan bakışını da etkiledi. ABD, demokrasi ve insan hakları konularında Türkiye'yi eleştirdi ve bazı yaptırımlar uyguladı. Özellikle Fethullah Gülen'in iadesi gibi konularda yaşanan anlaşmazlıklar, ABD-Türkiye ilişkilerini gerginleştirdi.
2. Ortadoğu Politikalarında Değişim
Komşularla İlişkiler: İktidarın “Yeni Osmanlıcı” veya “İslami liderlik” yaklaşımı, Türkiye’nin Ortadoğu’daki Arap ülkeleriyle olan ilişkilerini de etkiledi. Bu politika, Suriye, Mısır ve Suudi Arabistan gibi ülkelerle zaman zaman gerilimlere yol açtı. Özellikle Arap Baharı sürecinde, Türkiye'nin Müslüman Kardeşler'e destek vermesi, bazı Arap ülkeleri tarafından tehdit olarak algılandı ve ilişkilerde kopmalar yaşandı.
İran ve Rusya ile İlişkiler: Siyasal İslamcı iktidar, ABD ve AB’nin uyguladığı İran karşıtı politikalardan zaman zaman uzaklaşarak İran ile işbirliği arayışında bulundu. Bu da Batı ülkelerinde güven kaybına yol açtı. Aynı zamanda, Rusya ile geliştirilen ilişkiler, Türkiye’nin Batı'dan uzaklaşıp Doğu’ya yöneldiği şeklinde değerlendirildi ve Batılı müttefikleriyle ilişkilerinde sıkıntılar yarattı.
3. NATO ve Güvenlik Politikaları
NATO’ya Bağlılık: Siyasal İslamcı iktidarın Rusya ile yakınlaşması ve S-400 hava savunma sistemini satın alması, NATO ile ilişkilerde ciddi krizlere neden oldu. ABD, Türkiye’ye F-35 programını askıya aldı ve çeşitli yaptırımlar uyguladı. Bu durum, Türkiye’nin NATO’daki pozisyonunu ve ABD ile olan güvenlik işbirliğini zayıflattı.
Terörle Mücadele ve Suriye Politikası: Türkiye’nin Suriye’deki askeri operasyonları ve Kürt politikası, ABD ve NATO ile sorunlara yol açtı. ABD'nin, Suriye'de PYD/YPG gibi Kürt gruplarla işbirliği yapması Türkiye’de rahatsızlık yaratırken, Türkiye’nin bölgedeki askeri müdahaleleri de ABD ile gerilime sebep oldu.
4. Dini Rhetorik ve Batı’ya Mesafeli Söylemler
Siyasal İslamcı iktidarın dini retorik kullanımı ve bazı Batı karşıtı söylemleri, Batı dünyasında Türkiye’ye karşı şüphelerin artmasına yol açtı. Özellikle Avrupa’da İslam karşıtı hareketlerin yükseldiği bir dönemde Türkiye'nin dini söylemleri daha çok gündeme geldi ve Türkiye, Batı kamuoyunda “daha İslamcı ve Batı karşıtı bir ülke” olarak algılanmaya başlandı.
AB ile Kültürel Uyuşmazlıklar: Siyasal İslamcı iktidarın değerler bazındaki farklılaşmaları, AB ile kültürel ve siyasi uyumsuzluklara yol açtı. Özellikle AB’nin laiklik, bireysel özgürlükler ve kadın hakları gibi konularda hassasiyetleri, Türkiye’nin Batı değerlerinden uzaklaştığı şeklinde yorumlandı.
5. Ekonomik İlişkiler ve Yaptırımlar
AB ve ABD ile yaşanan politik gerilimler, ekonomik ilişkileri de etkilemiştir. Türkiye’nin iç politikasında izlediği ekonomik politikalar ve otoriterleşme, yabancı yatırımcıların güvenini sarsmıştır. ABD'nin Türkiye’ye yönelik yaptırımları, döviz kurları üzerinde baskı yaratarak Türkiye ekonomisini zor durumda bırakmıştır.
Siyasal İslamcı iktidarın Batı ile ilişkileri; Geleneksel Batı ittifaklarından bir uzaklaşma ve zaman zaman Doğu ile yakınlaşma politikaları ile şekillendi. Bu durum, Batı ile ilişkilerde güven kaybına, ekonomik ve askeri işbirliklerinde zayıflamaya yol açmıştır. Türkiye, hala NATO ve AB ile güçlü bağlara sahip olmakla birlikte, son yıllardaki bu yön değişikliği, Batı’daki müttefikleriyle ilişkilerinde karmaşıklığa ve belirsizliğe neden olmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder