13 Mayıs 2025 Salı

"DİNSİZ İLİM,İLİMSİZ DİN"

 "Dinsiz ilim, ilimsiz din" ifadesi, ilim ve dinin birbirini tamamlayan iki farklı boyut olduğunu ifade eden bir yaklaşımdır. Bu ifade, bilimin (ilim) rehberliğinin olmadığı bir din anlayışının belirsiz ve eksik kalabileceğini, dinin sunduğu değerler ve ahlaki rehberliğin eksikliğinde ise bilimin yeterli olamayabileceğini ima eder.

Dinsiz İlim: Bilim, doğayı, evreni ve insanı anlamak için rasyonel ve gözleme dayalı bir yöntemdir. Ancak, etik ve ahlaki değerleri doğrudan belirlemez; dolayısıyla, bilimin nasıl kullanılacağı veya neye hizmet edeceği soruları etik bir yönlendirme olmadan eksik kalabilir. Bu yüzden, din veya etik değerlerin kılavuzluğu olmadan bilimsel bilgilerin uygulanması bazen insanlığa zararlı sonuçlar doğurabilir.


İlimsiz Din: Öte yandan, bilimsel bilgi olmadan bir din anlayışı da sınırlandırıcı veya dogmatik olabilir. Bilimin sağladığı gerçekler ve bilgiler olmadan, dinin çeşitli yorumları arasında doğruyu bulmak güçleşebilir. Din, insana ahlaki bir rehberlik sağlarken, bilimsel bilgiye dayalı bir yaklaşım eksik olduğunda dinin temel amacı ve doğru yorumları belirsiz hale gelebilir.


Bu ifade, ideal olanın bilim ile dinin uyum içinde olması, birbirini tamamlaması ve insan yaşamını dengeli bir şekilde yönlendirmesi gerektiğini vurgular.


"DİNSİZ İLİM KÖR,İLİMSİZ DİN TOPALDIR"


Evet, "Dinsiz ilim kör, ilimsiz din topaldır" ifadesi oldukça anlamlı bir şekilde bu iki alanın birbirini nasıl tamamladığını anlatır. Bu cümlede:


Dinsiz ilim kördür: Bilim, doğayı ve evreni anlamak için gerekli bir araç olsa da, etik, ahlak ve insani değerlere dair rehberlik sağlamaz. Bilimsel bilgi, insanlığın faydasına kullanılabileceği gibi zararına da kullanılabilir. Din veya ahlaki ilkelerden yoksun olan bilim, insana ve doğaya zarar verme riskini taşır ve uzun vadede değerli bir yol gösterici olamayabilir; bu yüzden "kör" olarak nitelendirilir.


İlimsiz din topaldır: Öte yandan, bilimsel bilgi ve akılcılık olmadan din, modern dünyanın gerçekliklerinden kopuk bir şekilde ele alınabilir. Bilim, dinin birçok yorumu için daha derin bir anlayış sağlar, dogmalardan uzak durmayı sağlar ve dini anlamların evrenselliğini gösterir. Din, bilimle desteklenmediğinde, bazı yanlış anlaşılmalara ve dogmatik yaklaşımlara yol açabilir, bu yüzden "topal" olarak tanımlanır.

Bediüzzaman Hazretleri  de, Münazarat adlı eserinde;

Vicdanın ziyası ulûm-u diniyyedir (dinî ilimlerdir). Aklın nuru fünûn-u medeniyyedir (modern fenlerdir). İkisinin imtizacı ile hakikat tecelli eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervâz eder (uçar). İftirak ettikleri (ayrıldıkları) vakit, birincisinde taassub; ikincisinde hîle, şübhe tevellüd eder." 1 diyerek konuyu bu şekilde izah etmiştir.

Bu söz, ideal olarak bilimin ve dinin dengeli bir şekilde insan yaşamına rehberlik etmesi gerektiğini ifade eder. Bilim ve dinin uyum içinde çalışması, hem ahlaki hem de rasyonel bir dünyayı mümkün kılar.


Dipnotlar:

1-Münazarat, B.S.N




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder