Evet ey ihtiyar ve ihtiyareler!
Madem Rahîm bir Hâlık'ımız var; bizim için gurbet olamaz.
Madem o var, bizim için herşey var.
Madem o var, melaikeleri de var.
Öyle ise bu dünya boş değil.
Hâlî dağlar, boş sahralar Cenab-ı Hakk'ın ibadıyla doludur.
Zîşuur ibadından başka, onun nuruyla, onun hesabıyla taşı da ağacı da birer munis arkadaş hükmüne geçer; lisan-ı hal ile bizim ile konuşabilirler ve eğlendirirler.
Evet bu kâinatın mevcudatı adedince ve bu büyük kitab-ı âlemin harfleri sayısınca vücuduna şehadet eden ve zîruhların medar-ı şefkat ve rahmet ve inayet olabilen cihazatı ve mat'umatı ve nimetleri adedince rahmetini gösteren deliller, şahidler, bize Rahîm, Kerim, Enîs, Vedud olan Hâlık'ımızın, Sâni'imizin, Hâmi'mizin dergâhını gösteriyorlar.
O dergâhta en makbul bir şefaatçi, acz ve zaaftır.
Ve acz ve zaafın tam zamanı da, ihtiyarlıktır.
Böyle bir dergâha makbul bir şefaatçi olan ihtiyarlıktan küsmek değil, sevmek lâzımdır.
Lemalar - 228
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder