23 Nisan 2024 Salı

İNSAN ANTİKA BİR SANAT

    İşte insan, Cenab-ı Hakk'ın böyle antika bir san'atıdır ve en nazik ve nâzenin bir mu'cize-i kudretidir ki; insanı, bütün esmasının cilvesine mazhar ve nakışlarına medar ve kâinata bir misal-i musağğar suretinde yaratmıştır.

   Eğer nur-u iman, içine girse, üstündeki bütün manidar nakışlar, o ışıkla okunur.

O mü'min, şuur ile okur ve o intisabla okutur.

Yani: "Sâni'-i Zülcelal'in masnuuyum, mahlukuyum, rahmet ve keremine mazharım" gibi manalarla insandaki san'at-ı Rabbaniye tezahür eder.

Demek Sâni'ine intisabdan ibaret olan iman; insandaki bütün âsâr-ı san'atı izhar eder.

İnsanın kıymeti, o san'at-ı Rabbaniyeye göre olur ve âyine-i Samedaniye itibariyledir.

O halde şu ehemmiyetsiz olan insan, şu itibarla bütün mahlukat üstünde bir muhatab-ı İlahî ve Cennet'e lâyık bir misafir-i Rabbanî olur.

   Eğer kat'-ı intisabdan ibaret olan küfür, insanın içine girse; o vakit bütün o manidar nukuş-u esma-i İlahiye karanlığa düşer, okunmaz.

Zira Sâni' unutulsa, Sâni'a müteveccih manevî cihetler de anlaşılmaz.

Âdeta baş aşağı düşer.

O manidar âlî san'atların ve manevî âlî nakışların çoğu gizlenir.

Bâki kalan ve göz ile görülen bir kısmı ise; süflî esbaba ve tabiata ve tesadüfe verilip, nihayet sukut eder.

Herbiri birer parlak elmas iken, birer sönük şişe olurlar.

Ehemmiyeti yalnız madde-i hayvaniyeye bakar.

Maddenin gayesi ve meyvesi ise; -dediğimiz gibi- kısacık bir ömürde hayvanatın en âcizi ve en muhtacı ve en kederlisi olduğu bir halde yalnız cüz'î bir hayat geçirmektir.

Sonra tefessüh eder gider.

İşte küfür, böyle mahiyet-i insaniyeyi yıkar, elmastan kömüre kalbeder.

Sözler - 312

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder