Şu âyet-i kerime der ki: "Eğer ALLAH'a muhabbetiniz varsa, HABİBULLAH'a ittiba edilecek.
İttiba edilmezse, netice veriyor ki: ALLAH'a muhabbetiniz yoktur." MUHABBETULLAH varsa, netice verir ki: HABİBULLAH'ın Sünnet-i Seniyesine ittibaı intac eder.
Evet Cenab-ı Hakk'a iman eden, elbette ona itaat edecek.
Ve itaat yolları içinde en makbulü ve en müstakimi ve en kısası, bilâ-şübhe HABİBULLAH'ın gösterdiği ve takib ettiği yoldur.
Evet bu kâinatı bu derece in'amat ile dolduran Zât-ı Kerim-i Zülcemal, zîşuurlardan o nimetlere karşı şükür istemesi, zarurî ve bedihîdir.
Hem bu kâinatı bu kadar mu'cizat-ı san'atla tezyin eden o Zât-ı Hakîm-i Zülcelal, elbette bilbedahe zîşuurlar içinde en mümtaz birisini kendine muhatab ve tercüman ve ibadına mübelliğ ve imam yapacaktır.
Hem bu kâinatı hadd ü hesaba gelmez tecelliyat-ı cemal ve kemalâtına mazhar eden o Zât-ı Cemil-i Zülkemal, elbette bilbedahe sevdiği ve izharını istediği cemal ve kemal ve esma ve san'atının en câmi' ve en mükemmel mikyas ve medarı olan bir zâta, her halde en ekmel bir vaziyet-i ubudiyeti verecek ve onun vaziyetini sairlerine numune-i imtisal edip herkesi onun ittibaına sevkedecek, tâ ki o güzel vaziyeti başkalarında da görünsün.
Elhasıl: MUHABBETULLAH, Sünnet-i Seniyenin ittibaını istilzam edip intac ediyor.
Ne mutlu o kimseye ki, Sünnet-i Seniyeye ittibaından hissesi ziyade ola.
Veyl o kimseye ki, Sünnet-i Seniyeyi takdir etmeyip, bid'alara giriyor.
Lemalar - 52
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder