24 Temmuz 2023 Pazartesi

BİR EVDE AHIRETE İMAN OLMAZSA

    Hem her insanın küçük bir dünyası, belki küçük bir cenneti dahi kendi hanesidir.

Eğer iman-ı âhiret o hanenin saadetinde hükmetmezse o aile efradı, her biri şefkat ve muhabbet ve alâkadarlığı derecesinde elîm endişeler ve azaplar çeker.

O cenneti, cehenneme döner.

Veyahut muvakkat eğlenceler ve sefahetlerle aklını tenvim edip uyutur.

Deve kuşu gibi avcıyı görür, kaçamıyor, uçamıyor.

Başını kuma sokar, tâ görünmesin.

Başını gaflete sokar, tâ ölüm ve zeval ve firak onu görmesin.

Divanece, muvakkat, iptal-i his nevinden bir çare bulur.

   Çünkü mesela, valide ruhunu feda ettiği evladını daima tehlikelere maruz gördükçe titrer.

Ve pederini ve kardeşini eksik olmayan belalardan kurtaramayan evlatlar, daim bir keder, bir korkaklık hisseder.

Buna kıyasen, bu dağdağalı kararsız hayat-ı dünyeviyede o mesud zannedilen aile hayatı çok cihetlerle saadetini kaybeder ve kısacık bir hayattaki münasebet ve karabet dahi hakiki sadakati ve samimi ihlası ve garazsız bir hizmeti ve muhabbeti vermez.

Ahlâk o nisbette küçülür, belki sukut eder.

AHİRETE İMAN İLE BİRLİKTE

   Eğer âhirete iman o haneye girse birden ışıklandıracak, ortalarındaki münasebet ve şefkat ve karabet ve muhabbet kısacık bir zaman ölçüsüyle değil belki dâr-ı âhirette saadet-i ebediyede dahi o münasebetlerin devamı ölçüsüyle samimi hürmet eder, sever, şefkat eder, sadakat eder, kusurlarına bakmaz gibi ahlâk yükseklenir.

Hakiki insaniyet saadeti o hanede başlar inkişafa.

Asa-yı Musa[Y] - 48

Asa-yı Musa - 47

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder