4 Mayıs 2023 Perşembe

HADDİNDEN FAZLA ŞEFKAT

 Şefkat-i insaniye, merhamet-i Rabbaniyenin bir cilvesi olduğundan elbette rahmetin derecesinden aşmamak ve Rahmeten Li’l-âlemîn Zatın (asm) mertebe-i şefkatinden taşmamak gerektir. Eğer aşsa ve taşsa, o şefkat, elbette merhamet ve şefkat değildir; belki dalâlete ve ilhâda sirayet eden bir maraz-ı ruhî ve bir sakam-ı kalbîdir. 

  Meselâ, kâfir ve münafıkların Cehennemde yanmalarını ve azap ve cihad gibi hâdiseleri kendi şefkatine sığıştırmamak ve tevile sapmak, Kur’ân’ın ve edyân-ı semaviyenin bir kısm-ı azîmini inkâr ve tekzip olduğu gibi bir zulm-ü azîm ve gayet derecede bir merhametsizliktir. Çünkü masum hayvanları parçalayan canavarlara himayetkârâne şefkat etmek, o bîçare hayvanlara şedid bir gadr ve vahşî bir vicdansızlıktır. Ve binler Müslümanların hayat-ı ebediyelerini mahveden ve yüzer ehl-i imanın sû-i akıbetine ve müthiş günahlara sevk eden adamlara şefkatkârâne taraftar olmak ve merhametkârâne cezadan kurtulmalarına dua etmek, elbette o mazlum ehl-i imana dehşetli bir merhametsizlik ve şenî bir gadirdir.

  Risale-i Nur’da kat’iyetle ispat edilmiş ki küfür ve dalâlet, kâinata büyük bir tahkir ve mevcudata bir zulm-ü azîmdir ve rahmetin ref’ine ve âfâtın nüzulüne vesiledir. Hatta deniz dibinde balıklar, canilerden şekva ederler ki: “İstirahatimizin selbine sebep oldular” diye rivayet-i sahiha vardır. 

  O halde kâfirin azap çekmesine acıyıp şefkat eden adam, şefkate lâyık hadsiz masumlara acımıyor ve şefkat etmeyip ve hadsiz merhametsizlik ediyor demektir. Yalnız bu var ki müstehaklara âfât geldiği zaman masumlar da yanarlar, onlara acımamak olmuyor. Fakat canilerin cezalarından zarar gören mazlumların hakkında gizli bir merhamet var. 

  Bir zaman, Eski Harb-i Umumîde, düşmanların, ehl-i İslâma ve bilhassa çoluk ve çocuklara ettikleri katl ve zulümlerinden pek çok müteellim oluyordum. Fıtratımda şefkat ve rikkat ziyade olduğundan tahammülüm haricinde azap çekerdim. 

  Birden kalbime geldi ki o maktül masumlar şehid olup velî olurlar; fânî hayatları, bâkî bir hayata tebdil ediliyor ve zâyi olan malları sadaka hükmünde olup bâkî bir mal ile mübadele olur. Hatta o mazlumlar kâfir de olsa, ahirette kendilerine göre o dünyevî âfattan çektikleri belâlara  ve elemden kurtuldum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder