6 Nisan 2023 Perşembe

ALLAH'IN ŞEFKATİ

    Ve keza bu âlemin Sâni'inde pek rahîmane bir şefkat vardır.

Zira görüyoruz ki: Bu âlemde yardım isteyen bir musibetzedeye kemal-i sür'atle yardım ediliyor.

Dergâh-ı izzete iltica eden kurtuluyor.

Sual eden sâillerin istekleri veriliyor.

En âdi bir zîhayatın sesi işitiliyor ve hâceti kabul ediliyor.

İşte böyle bir şefkat sahibi, nev'-i beşerin en büyük, en lâzım, en zarurî, şedid bir hâceti hakkında, bütün insanlar namına yaptığı duada istediği Cennet'i ve saadet-i ebediyeyi ve ba'sü ba'de'l-mevt'i yapacaktır.

Bilhâssa o reis-i muhteremin şu umumî duasına, bütün zevilhayat, bütün mahlukat "Âmîn!

Âmîn!" diyorlar.

   Bak, o zât öyle bir maksad, öyle bir gaye için saadet isteyip dua ediyor ki, insanı ve bütün mahlukatı, esfel-i safilîn olan fena-yı mutlaka sukuttan, kıymetsizlikten, faidesizlikten, abesiyetten a'lâ-yı illiyyîn olan kıymete, bekaya, ulvî vazifeye, mektubat-ı samedaniye olması derecesine çıkarıyor.

Bak, hem öyle yüksek bir fîzâr-ı istimdadkârane ile istiyor ve öyle tatlı bir niyaz-ı istirhamkârane ile yalvarıyor ki, güya bütün mevcudata, semavata, arşa işittirip, vecde getirip, duasına "Âmîn!

Allahümme âmîn!" dedirtiyor.

Mesnevi-i Nuriye - 41

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder