6 Mayıs 2022 Cuma

TEVHİDE DAİR 2

  İkinci Remiz: 

   Bazı eblehler var ki, güneşi tanımadıkları için, bir âyinede güneşi görse, âyineyi sevmeye başlar.

Şedid bir his ile onun muhafazasına çalışır.

Tâ ki içindeki güneşi kaybolmasın.

Ne vakit o ebleh; güneş, âyinenin ölmesiyle ölmediğini ve kırılmasıyla fena bulmadığını derketse, bütün muhabbetini gökteki güneşe çevirir.

O vakit anlar ki, âyinede görülen güneş; âyineye tâbi değil, bekası ona mütevakkıf değil.. belki güneştir ki, o âyineyi o tarzda tutuyor ve onun parlamasına ve nuruna meded veriyor.

Güneşin bekası onunla değil; belki âyinenin hayatdar parlamasının bekası, güneşin cilvesine tâbidir.

   Ey insan!

Senin kalbin ve hüviyet ve mahiyetin, bir âyinedir.

Senin fıtratında ve kalbinde bulunan şedid bir muhabbet-i beka, o âyine için değil ve o kalbin ve mahiyetin için değil.. belki o âyinede istidada göre cilvesi bulunan Bâki-i Zülcelal'in cilvesine karşı muhabbetindir ki, belâhet yüzünden o muhabbetin yüzü başka yere dönmüş.

Madem öyledir.

"Yâ Bâki Ente'l-Bâki" de.

Yani madem sen varsın ve bâkisin; fena ve adem ne isterse bize yapsın, ehemmiyeti yok!.. 

Mesnevi-i Nuriye - 176

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder