28 Ekim 2019 Pazartesi

KİM NEYİ KAYBETTİ ?

                                                                           
31 Mart 2019 seçimiyle ilgili meylime gönderilen çok doğru bulduğum bir değerlendirme şöyle.

“ Bir seçim yaşandı ve AKP kaybetti.  Aldığı yüzde bilmem kaç oya, kaç tane belediyeye rağmen AKP kaybetti.  AKP’nin sürdürmeye çalıştığı düzen kaybetti. Bilmem kaç oy ve belediyelerin kaybedildiği sanılıyor. En büyük yanılgı da bu!..

AKP 1994 Mart ayında yapılan mahallî seçimlere, kazandığı oylara, belediyelere, daha da önemlisi o döneme ait fotoğraflara, kurulan cümlelere baktığında nereden nereye geldiğini anlayacak. Nereden nereye geldiğini anlamak için albümleri karıştırıp onlara baktığında.  O yıllarda oturdukları evleri hatırladığında. Başörtüsü yasaklarına karşı kilometrelerce uzunlukta el ele tutuşarak oluşturduğu demokrasi zincirlerindeki fotoğraflara baktığında kendini tanımakta zorlanacak…

AKP’yi kendi hikâyesi yendi, AKP kendi hikâyesinin altında kaldı… Çünkü AKP’nin anlatılan hikâyesi ‘Mekkeli bir yetimin’ hikâyesinden ilham alıyordu. AKP Mekkeli o yetimi unuttu. AKP ‘Mekkeli yetim’in altına bir şilte serildiğinde, “Benim dünya ile ne işim olabilir!’ diyerek reddettiği şiltenin altında kaldı...

AKP’yi Hz. Ömer’in hususî hayatında kullanmadığı devletin mumunun alevleri yaktı. AKP o mumun alevleri altında kaldı…

Çok beğendiği Şam işi bir kilimi Aişe’nin evinde gördüğünde, “Korkarım ki müminleri bu dünya merakı yakacak” diyen Ömer’in hassasiyetini unuttu.  O kilimin altında kaldı…

AKP bir gayrimüslimin arazisi için Şam Valisi’ne “Camiyi yık, adaleti yıkma” diyen Ömer’in adaletinin altında kaldı…

Başörtüsü mücadelesini kazandı ama tesettürün hikmetinin, tesettürün haysiyetinin, tesettürün ahlâkının ve tesettürün hicâbının altında kaldı…

AKP iktidara geldiğinde demokrasi mücadelesini kazandı ama demokrasinin ruhunu, demokrasinin herkes için olması gerektiği gerçeğini, demokrasi kültürününün, demokrasinin her şeyden ve sizin gibi düşünmeyenler ve sizin gibi yaşamayanlar için bir garanti olduğu hakikatini kaybetti. AKP demokrasiye yenildi…

AKP, meclise teşrif ettiğinde ayağa kalkılmasını yasaklayan o ‘Mekkeli yetim’in tevâzuunu unuttu, “Beni Hristiyanların İsa’yı övdüğü gibi övmeyin” diyen o ‘Mekkeli yetim’in tevâzuunu unuttu. AKP kibrine yenildi…

AKP,  sahip olduğu tüm servetini bağışlayan Ebû Bekir’in kızının, “Bize ne bıraktın?” diye sorduğu soruya, “Allah’ı ve Resûlünü bıraktım, yetmez mi?” diye cevaplayan Ebû Bekir’in cömertliğini unuttu. AKP, kaybettiği yetinme duygusuna yenildi…

AKP,“Dağlara buğdaylar serpin, Müslüman ülkesinde kuşlar aç kaldı demesinler” diyen, “Fırat’ın kıyısında kurdun kaptığı koyundan mesulüm” diyen Ömer’i unuttu. Dağıtan değil, biriktiren vakıflar kurdu. Dağıtan değil, zenginleşen vakıflar kurdu. Dağıtan değil, komisyon alan vakıflar kurdu. AKP mizanı unuttu. AKP hileli tartan terâzisine yenildi…

Ve AKP… Haksızlığa mâruz kaldığında haykıran AKP, başkalarına yapılan haksızlıklar karşısında hep sustu. “Haksızlık karşısında suskun kalan şeytandır” sözünün hikmetini unuttu. AKP  hikmetsizliğine yenildi… Şimdi feverân ediyor… Ne için? Yüzde bilme kaç oy için, kaybettiği belediyeler için…

AKP aslında neleri kaybettiğinin farkında değil… AKP ölçüsünü kaybetti. AKP adalet duygusunu kaybetti… AKP, millete anlattığı hikâyesini kaybetti… AKP oturup kaybettiği belediyelere değil asıl bu kaybettiklerine ağlamalı…                                                                                                    AKP kaybetti… Kaybetmekle kalmadı, savunduğu tüm değerleri de yıprattı…”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder