2 Mayıs 2018 Çarşamba

KİBİR VE TEVAZU

Kibir, insanın kendisini layık olduğundan büyük görmesi, başkalarını ise kendinden küçük görerek gururlanmasıdır.

Bu kötü huy, insanların birbirin sevmesine ve birbiriyle kaynaşmalarına engeldir. Kendini beğenen kimseyi ALLAH(C.C.) sevmediği gibi insanlar da sevmezler.

Yüce dinimiz ahlaki güzellikler manzumesidir. Dinimizin emretmiş olduğu güzel ahlak esaslarından biri de tevazudur. Tevazu kibrin zıttı olup alçak gönüllülük, kendini olduğundan daha aşağı görmektir.

ALLAH (C.C.) Kuranı Kerim’de alçak gönüllü olmayı sürekli öğütlemiş, gurur ve kibri ise yasaklamıştır.
“… Şüphesiz, Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez .” (Nisa Suresi, 4/36)
“ Yeryüzünde böbürlenerek yürüme, çünkü sen yeri asla yaramazsın, boyca da dağlara asla erişemezsin .” (İsra Suresi, 17/37)
Yüce Mevlamız;
“ Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü ALLAH(C.C.) hiçbir kibirleneni, övüneni sevmez .”(Lokman Suresi, 31/18)
buyurarak bizleri bu konuda uyarmıştır.
İki cihan serveri Peygamber efendimiz(s.a.v.) de bir hadisinde;
“ Bir kimse Müslüman kardeşine alçak gönüllü davranırsa, Allah o kimsenin şerefini yükseltir. Kim de Müslüman kardeşine kibirlenerek davranır, büyüklük taslarsa Allah da onu alçaltır .”
buyurmuştur.
Söz ve davranışlarında tevazudan (alçak gönüllülükten) uzaklaşıp kibirlenmeyi benimseyenlerin karşılaşacakları kötü sonuç konusunda Peygamberimiz(s.a.v.) şöyle buyurmuştur;
“Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse cennete giremez.”
O halde Müslüman, mütevazı ve alçak gönüllü olmalı, her türlü gurur ve kibirden sakınmalıdır.
Elini uzatarak gökteki yıldızları tutsan ve başın göğe değse bile, sonunda sen yine yerdesin.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder