İ'lem Eyyühel-Aziz!
İnsanın hilkatinden maksad, mahfî hazine-i İlahiyeyi keşif ile göstermek ve Kadîr-i Ezelî'ye bir bürhan, bir delil, bir ma'kes-i nuranî olmakla cemal-i ezelînin tecellisi için şeffaf bir mir'at, bir âyine olmaktır.
Hakikaten semavat, arz ve cibalin hamlinden âciz kaldıkları emaneti insan hamlettiği cihetle cilâlanmış, cilvelenmiş bir şekle girmiştir.
Çünki o emanetin mazmunlarından biri de insanın sıfât-ı İlahiyeyi fehmetmek için bir vâhid-i kıyasî vazifesini görmektir.
İnsanın hilkatinden maksad bu gibi şeyler olduğu halde, kısm-ı ekserîsi perde olurlar, sed olurlar.
Vazifesi feth ve açmak iken kapatıyor, bağlıyor.
Ziya ve ışığı neşr iken söndürüyor.
Allah'ı tevhid etmek yerine şirk yapıyor.
Ve keza nur-u imanla Allah'a bakıp mülkü ona teslim etmekle -itikaden- mükellef iken, "Ene" rasadıyla halka bakarak Allah'ın mülkünü onlara taksim ediyor.
Hakikaten
اِنَّ الْاِنْسَانَ لَظَلُومٌ جَهُولٌ
Mesnevi-i Nuriye - 185
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder