Şu inkılab-ı azîmin temel taşları sağlam gerek...
Şu meclisin şahsiyet-i maneviyesi, sahib olduğu kuvvet cihetiyle, mana-yı saltanatı deruhde etmiştir.
Eğer şeair-i İslâmiyeyi bizzât imtisal etmek ve ettirmekle mana-yı hilafeti dahi vekaleten deruhde etmezse; hayat için dört şeye muhtaç, fakat an'ane-i müstemirre ile günde lâekal beş defa dine muhtaç olan şu fıtratı bozulmayan ve lehviyat-ı medeniye ile ihtiyacat-ı ruhiyesini unutmayan milletin hâcat-ı diniyesini Meclis tatmin etmezse; bilmecburiye mana-yı hilafeti tamamen kabul ettiğiniz isme ve resme ve lafza verecek ve o manayı idame etmek için kuvveti dahi verecek.
Halbuki Meclis elinde bulunmayan ve Meclis tarîkiyle olmayan öyle bir kuvvet, inşikak-ı asâya sebebiyet verecektir.
İnşikak-ı asâ ise,
وَ اعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللّٰهِ جَم۪يعًا
âyetine zıddır.
Zaman, cemaat zamanıdır.
Cemaatın ruhu olan şahs-ı manevî daha metindir ve tenfiz-i ahkâm-ı şer'iyeye daha ziyade muktedirdir.
Halife-i şahsî, ancak ona istinad ile vezaifini deruhde edebilir.
Cemaatın ruhu olan şahs-ı manevî eğer müstakim olsa, ziyade parlak ve kâmil olur.
Eğer fena olsa, pek çok fena olur.
Ferdin iyiliği de, fenalığı da mahduddur.
Cemaatın gayr-ı mahduddur.
Harice karşı kazandığınız iyiliği, dâhildeki fenalıkla bozmayınız.
Bilirsiniz ki; ebedî düşmanlarınız ve zıdlarınız ve hasımlarınız, İslâm'ın şeairini tahrib ediyorlar.
Öyle ise zarurî vazifeniz, şeairi ihya ve muhafaza etmektir.
Yoksa şuursuz olarak, şuurlu düşmana yardımdır.
Şeairde tehavün, za'f-ı milliyeti gösterir.
Za'f ise, düşmanı tevkif etmez, teşci' eder.
حَسْبُنَا اللّٰهُ وَ نِعْمَ الْوَك۪يلُ
Tarihçe-i Hayat - 142
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder