اِنَّ الضَّرُورَةَ تُقَدَّرُ بِقَدْرِهَا
sırrıyla: Haram maldan, mecburiyetle zaruret derecesini alabilir; fazlasını alamaz.
Evet muztar adam, murdar etten tok oluncaya kadar yiyemez.
Belki, ölmeyecek kadar yiyebilir.
Hem yüz aç adamın huzurunda, kemal-i lezzet ile fazla yenilmez.
İktisad, sebeb-i izzet ve kemal olduğuna delalet eden bir vakıa:
Bir zaman, dünyaca sehavetle meşhur Hâtem-i Tâî, mühim bir ziyafet veriyor.
Misafirlerine gayet fazla hediyeler verdiği vakit, çölde gezmeye çıkıyor.
Bakar ki: Bir ihtiyar fakir adam, bir yük dikenli çalı ve gevenleri beline yüklemiş; cesedine batıyor, kanatıyor.
Hâtem ona dedi: "Hâtem-i Tâî, hediyelerle beraber mühim bir ziyafet veriyor.
Sen de oraya git; beş kuruşluk bu çalı yüküne bedel, beş yüz kuruş alırsın." O muktesid ihtiyar demiş ki: "Ben, bu dikenli yükümü izzetimle çekerim, kaldırırım.
Hâtem-i Tâî'nin minnetini almam." Sonra, Hâtem-i Tâî'den sormuşlar: "Sen kendinden daha civanmerd, aziz, kimi bulmuşsun?" Demiş: "İşte o sahrada rast geldiğim o muktesid ihtiyarı benden daha aziz, daha yüksek, daha civanmerd gördüm."
Lemalar - 142
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder