Başa gelen musibet ve hastalıklarda insanların şekvaya üç vecihle hakları yoktur.
Birinci Vecih:
Cenab-ı Hak, insana giydirdiği vücud libasını san'atına mazhar ediyor.
İnsanı bir model yapmış, o vücud libasını o model üstünde keser, biçer, tebdil eder, tağyir eder; muhtelif esmasının cilvesini gösterir.
Şâfî ismi hastalığı istediği gibi, Rezzak ismi de açlığı iktiza ediyor.
Ve hâkeza...
مَالِكُ الْمُلْكِ يَتَصَرَّفُ ف۪ى مُلْكِه۪ كَيْفَ يَشَٓاءُ
İkinci Vecih:
Hayat musibetlerle, hastalıklarla tasaffi eder, kemal bulur, kuvvet bulur, terakki eder, netice verir, tekemmül eder; vazife-i hayatiyeyi yapar.
Yeknesak istirahat döşeğindeki hayat, hayr-ı mahz olan vücuddan ziyade, şerr-i mahz olan ademe yakındır ve ona gider.
Üçüncü Vecih:
Şu dâr-ı dünya, meydan-ı imtihandır ve dâr-ı hizmettir; lezzet ve ücret ve mükâfat yeri değildir.
Madem dâr-ı hizmettir ve mahall-i ubudiyettir; hastalıklar ve musibetler, dinî olmamak ve sabretmek şartıyla o hizmete ve o ubudiyete çok muvafık oluyor ve kuvvet veriyor.
Ve herbir saati, birgün ibadet hükmüne getirdiğinden şekva değil, şükretmek gerektir.
Evet ibadet iki kısımdır: Bir kısmı müsbet, diğeri menfî.
Müsbet kısmı malûmdur.
Menfî kısmı ise, hastalıklar ve musibetlerle musibetzede za'fını ve aczini hissedip Rabb-i Rahîmine ilticakârane teveccüh edip, onu düşünüp, ona yalvarıp hâlis bir ubudiyet yapar.
Bu ubudiyete riya giremez, hâlistir.
Eğer sabretse, musibetin mükâfatını düşünse, şükretse, o vakit herbir saati bir gün ibadet hükmüne geçer.
Kısacık ömrü uzun bir ömür olur.
Hattâ bir kısmı var ki, bir dakikası bir gün ibadet hükmüne geçer.
Lemalar - 9
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder